Lozan anlaşması azınlıklar için ölü doğmuş bir bebektir
Lozan antlaşması üzerinden 100 yıl geçmiştir. İsviçre’nin Lozan şehrinde 24 temmuz 1923’te Türkiye ile Yunanistan, Fransa,İngiltere,İtalya ve birinci Dünya Savaşının galibi birkaç devlet arasında imzalandı.
Bu anlaşma azınlıklar ile Türkiye arasında imzalanmış bir anlaşma değildir. Azınlık hakları yasal olarak uluslararası hukuk tarafından kabul edilmiş Türkiye cumhuriyeti devletini yüküm altına sokmuştur. Bu anlaşma tüm muhataplar için netti. Ama Türkiye bunu pratiğe dökmemek için tüm hileli yollara başvurdu.
Mustafa Kemal ve arkadaşları kendi devletlerini kurmak için anlaşmalara imza koyup pratik yaşama geçirme konusunda hep ikiyüzlü davrandılar. Bugün Tayyip Erdoğan’ın AB’ye girmek için her türlü anlaşmaya imza atması gibi, ama pratikte değişen birşey yoktu.
Mustafa Kemal Lozan antlaşmasındaki azınlık haklarında samimi olmadığı 1924 de Doğulu dediğimiz halkımızın bir kesimini oluşturan Nesturiler üzerine ,İsmet İnönü’n liderliğinde ordusunu gönderip 1915 soykırımını devam ettirdi. Nesturi halkımız,çoğunlukla çocuk ve yaşlı olup binlerce kayıp vererek geri kalan tüm Nesturiler Irak’a sürgün edildi. Irak’tada rahat bırakılmayan Nesturiler,Fransa’nın onayıyla Suriye’ye Habur nehri etrafında yerleşmelerine imkan tanınmıştır.
Süryani Ortodoks patriğinin azınlık haklarından feragat etme söylentiside,hukuki bir temeli yoktur. Lozan antlaşmasında azınlıklar taraf değildir. Süryani patriği , Mustafa Kemal emriyle 1930 başlarında yüzyıllar boyunca Tahtı olan Deyrulzafaran’dan sürgün edilmiştir.
İstanbul gibi büyük şehirlerde kısmide olsa pratiğe geçirilen azınlık hakları sistematik yapılan baskılar sonucu (varlık vergisi,6-7 Eylül , Kıbrıs v,b) Rum,Ermeni,Yahudi ve Süryanilerin varlıkları tartışılır hale gelmiştir.
Sevr anlaşması belgede yaşayan tüm halklar için daha adil ve barışçıl anlaşmaydı. Bugünün sorunların temelini oluşturan birçok çelişki ortaya çıkmış olmayacaktı. Bugün daha barışçı ve adil bir tarih konuşacaktık.
Sevr anlaşması yerine gelen Lozan anlaşması arkasında daha kanlı ve adil olmayan bir tarih bırakmıştır.
JAKOB ROHYO