Suriye halkları,Türkiye’nin oyunlarına gelmemeli!
Süriye’de Esad hanedanın, 50 yıllık diktatörlüğü yıkılmasından sonra Suriye için yeni imkanlar doğmuştur.
Yeni rejimin anayasası ,Suriyelilerin etnik,dini ve o mezhepsel haklarını güvence altına almak zorundadır. Herkesi farklılıkları ile birlikte kanun önünde eşit kabul etmek zorundadır.
Eğer bu farklılık Suriye’nin zenginliği olarak kabul edilmezse iç barış yerine kaosa neden olur. Ulusalar arası güçler,Suriye halklarının kendi kimlikleri ve dinleri ile özgürce yaşamaya yardımcı olmak için çaba göstermelidir.
Maalesef,Türkiye’nin Suriye’de oynadığı rol çok olumsuzdur.
Fitne ve fesatçı politikaları,Suriye’ye barış gelmesine engel teşkil etmektedir.
Türkiye işgal ettiği her ülkede derin düşmanlık tohumu ekmiştir. Kıbrıs işgali buna örnektir.
Türkiye kamuoyunun çoğunluğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işgalci ve emperyalist politikalarına destek verdiğini kamuoyu yoklamalarında görmekteyiz.
Süryaniler-Asuriler-Keldaniler, Ermeniler ve Rumlar (malkoye) birlikte hareket ederek ulusal ve dini hakları anayasada garanti altına alınması için mücadele etmek zorundadır.
Siyasi ve dini kurumlar tarihi görevlerini yerine getirmelidir.
Diaspora da yaşayanlar Suriye halklarıyla dayanışma içerisinde olmak zorundadır.
Baskıcı rejimlerin dönemi sona ermiştir. İnsan haklarını esas alan,toplumdaki farklılıkları kabul eden rejimler yaşayacaktır.
Jakob Rohyo